Galatasaray AŞ
  Kulüp Haberleri
 

16.09.2011 15:30


Maça Doğru: Galatasaray - Samsunspor

 

Galatasaray, Spor Toto Süper Lig’de 2011-2012 sezonunun ikinci haftasındaSamsunspor ile karşılaşacak. Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena’daki mücadele, 18 Eylül 2011 Pazar akşamı, saat 20.00’de başlayacak.

Maç: Galatasaray – Samsunspor
Stadyum: Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena
Tarih: 18.09.2011 Saat: 20.00
Hakemler: Kuddusi Müftüoğlu, Ekrem Kan, Serdar Akçer – Koray Gençerler
Yayın: Lig TV (Canlı Yayın)
İnternetwww.galatasaray.org (Canlı Anlatım)

Galatasaray, yeni sezonun ilk haftasında İstanbul BŞB ile karşılaştı. Takımımız, Atatürk Olmpiyat Stadı’ndaki mücadeleden 2-0’lık skorla mağlup ayrıldı.

Yeni sezonda Galatasaray’daki üçüncü teknik direktörlük dönemine başlayan Fatih Terim, 2002-03 sezonunda takımın başına geçtiğinde Süper Lig’deki ilk rakibi Samsunspor olmuştu. Galatasaray, Ali Sami Yen Stadı’ndaki karşılaşmayı 4-1 kazanmıştı. Takımımız, Karadeniz temsilcisiyle iç sahada oynadığı son beş lig maçında da galip tarafta yer aldı.

04.03.2006    Galatasaray    3-2    Samsunspor    (Ali Sami Yen Stadı)
12.09.2004    Galatasaray    3-1    Samsunspor    (Ali Sami Yen Stadı)
25.10.2003    Galatasaray    1-0    Samsunspor    (Atatürk Olimpiyat Stadı)
11.08.2002    Galatasaray    4-1    Samsunspor    (Ali Sami Yen Stadı)
24.11.2001    Galatasaray    2-0    Samsunspor    (Ali Sami Yen Stadı)

Karadeniz’in kırmızı-beyazlı ekibi, son olarak 2005-06 sezonunda Süper Lig’de yer aldı. O sezon Samsun’daki mücadeleden 2-1’lik skorla üstün ayrılan takımımız, Ali Sami Yen Stadı’nda ise rakibini 3-2 yenmeyi başarmıştı. 

Samsunspor, 2005-06 sezonu sonunda 36 puan toplayarak 17. basamakta kaldı. Ve devam eden beş sezon boyunca bir alt ligde yarıştı. Karadeniz temsilcisi, 2006-07 sezonunda 10, 2007-08 ve 2008-09 sezonunda 15, 2009-10 sezonunda 10. oldu. Samsunspor, 2010-11 sezonunda ise birinci sıradaki Mersin İdman Yurdu ile aynı puanı (58) elde ederek Spor Toto Süper Lig’e yükselmeyi başardı.

Galatasaray’ın Spor Toto Süper Lig’in ikinci haftasında rakibi, yaz mevsiminde 21 yeni oyuncuyu kadrosuna kattı. Samsunspor, geçtiğimiz sezon Galatasaray’da forma giyenMustafa Sarp’ı renklerine bağlarken, Anıl Dilaver ile de kiralık olarak anlaştı.



11.09.2011 23:00


Maç Sonu: Fatih Terim

 

Galatasaray Profesyonel Futbol A Takımı Teknik Direktörü Fatih Terim, takımımızın Spor Toto Süper Lig’de İstanbul BŞB ile oynadığı maçın ardından açıklamalarda bulundu.

Karşılaşmanın ilk 20 dakikasında sahada istediklerini yaptıklarını belirten Fatih Terim, maçın genelinde ise rakiplerinin daha iyi olduklarını söyledi: “Onlar bizden daha çok galip gelmeyi istediler. Daha çok hak ettiler. Bizden daha iyi oynadılar. Rakibimizi tebrik ediyoruz.” 

Farih Terim, planlarda olmayan sakatlıkların işlerin bozulmasına neden olduğunu anlatarak, “Bunlar mağlubiyetin nedeni değil tabii ki ama. Real Madrid maçından sonra gösterdiğimiz ivme iyiydi. İlk 20 dakikadaki Galatasaray asıl ulaşmak istediğimiz yer diyebiliriz. Genel olarak ben daha iyi bir oyun ortaya konmasını bekliyordum” diye konuştu.

Maç içerisinde Çağlar Birinci’nin yaşadığı sakatlık sonrası değişiklik yapmak zorunda olduklarını söyleyen Terim, “Sercan’ın ve Engin’in de daha çok yolları var. Takıma faydalı olmak için daha çok çalışmalılar. Açıkçası bu kadar hatalı oynadığımız bölümleri beklemiyordum” ifadelerini kullandı.

Fatih Terim, İstanbul BŞB önündeki 2-0’lık mağlubiyetin ardından ligin ikinci haftasındaki Samsunspor maçına dek hataların azalması için çalışacaklarını sözlerine ekledi.




14.09.2011 22:10


Taraftar Sahaya İniyor: Penaltı Atma Yarışması

 

 

Galatasaray Spor Kulübü "Taraftar Sahaya İniyor" sloganıyla taraftarlarımıza Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena'nın çimlerine ayak basma deneyimi yaşama fırsatı veriyor.

"Penaltı Atma Yarışması" 18 Eylül Pazar günü saat 20.00'de Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena'da oynanacak olan Galatasaray-Samsunspor maçından önce yapılacak.

Yarışmaya sadece kombine sahibi olan ve lisanslı Galatasaray forması giyen taraftarlarımız katılabilecek.

Arena'da yarışmaya katılmak isteyenler için 2 adet Yardım Masası kuruldu. Yardım masalarınailk gelen taraftarlar yarışmaya katılma hakkı elde edecek. Kadın ve çocuk katılımcılar Güney Tribünü yardım masasına, erkek katılımcılar Kuzeybatı Tribünü (Galatasaray Store tarafı) yardım masasına başvuracak. Bu nedenle stadın Kuzey ve Güney tarafındaki kapıları saat 17.00'den itibaren açılacak.

Penaltı müsabakasında başarılı olan kadın taraftarlarımıza 50 TL’lik GS Store hediye çeki verilecek. Yarışmaya katılan tüm taraftarlarımızın fotoğrafları galatasaray.org resmi internet sitemizden de yayınlanacak.

Kombine sahibi taraftarlarımızı formalarıyla Pazar günü 17.00'den itibaren Arena'ya bekliyoruz.

Katılımcılara Notlar:

* Stadımızın çimlerinin zarar görmemesi için adayların spor ayakkabı giymeleri zorunludur. (Krampon ayakkabı giyilemez)

* Yarışmacılar toplam 3 penaltı atacaktır. İlk 2 penaltı atışının birini atamayan yarışmacı 3. atışa hak kazanamayacaktır.





14.09.2011 16:51


Eylül Ayı Divan Toplantısı Yapıldı

 

 

Galatasaray Spor Kulübü Eylül Ayı Divan Toplantısı Galatasaray Adası'nda yapıldı. Divan Başkanı İrfan Aktar'ın yönettiği toplantıda, Galatasaray Spor Kulübü Başkanı Ünal Aysal’ın yanı sıra Yönetim Kurulu Üyeleri Ali Dürüst, Refik Arkan, Adnan Öztürk, Aka Gündüz Özdemir, Semih Haznedaroğlu, Sedat Doğan, Celal Gürcan, Ali Gürsoy, Abdurrahim Albayrak, Mehmet Cibara ve Necati Demirkol hazır bulundu.

Geçen aya ait toplantı tutanaklarının takdimi ve oya sunulması ile başlayan toplantı, Divan Başkanlığı’na gelen evrakların okunması ile devam etti. Divan toplantısının daha sonraki gündem maddesinde 10 – 14 Ağustos 2011 tarihinde Türkiye Yüzme Şampiyonasında, şampiyon olan kız - erkek yüzme takımımıza Divan Başarı Beratları, Divan Başkanı İrfan Aktar, Galatasaray Spor Kulübü Başkanı Ünal Aysal ve eski başkanlarımızdan Dr. Ali Tanrıyar tarafından verildi.

Daha sonra Başkan Ünal Aysal, Yönetim Kurulunun ilk 100 günlük Yönetim çalışmaları hakkında Divan kuruluna bilgi sunmak üzere kürsüye geldi. Başkan Ünal Aysal konuşmasında şunları söyledi:

Yönetimi devraldığımızdan bu yana 100 günü geride bırakalı iki hafta oluyor. Bildiğiniz gibi programımızı açıklarken, hedeflerimizle bağlantılı olarak 100 gün, 1 yıl ve 3 yıl olarak 3 dönemden, 3 aşamadan söz etmiştim. Bunda amaç belliydi: Tabiri caiz ise fili tek lokmada yutamayacağımız için parçalara bölmek, önceliklere göre hareket etmek, uzun dönemli hedefleri gözden kaçırmadan birikmiş sorunları çözmek ve sorunların azalacağı bir yapıyı adım adım kurmak.

Bugün sizlerle bu sürecin ilk 100 günün gelişmelerini, neleri yapıp, henüz neleri yapamadığımızı, nasıl bir süreci yönettiğimizi ve sonuçlarını paylaşmak istiyorum. Hatırlayacaksınız ilk 100 gün için kendimize şu temel hedefleri koymuştuk.

Galatasaray Spor Kulübü ve bağlı kuruluşların resmini çekmek ve yakından tanımak
Vadesi gelmiş hatta geçmiş ödemelerin bir kazaya gelmeden programa sokulması
Borçların yeniden yapılandırılması, yeni bütçenin ve faaliyet kalemlerinin onayınıza sunulması, tüm şubelerin ihtiyaçlarının tespiti ve futbol başta olmak üzere her branşta Galatasaray’a yakışan kadroların transferi, bağlı şirketlerin, şube yönetimleri de dâhil olmak üzere idari açıdan profesyonel yapının temellerinin atılması.

Özetleyecek olursak:
Mali sorunların çözümüne dönük yol haritasının çizilmesi, 
Sportif başarı için yapılacak transferler ve yeniden yapılanmanın gerçekleşmesi,
Kurumsallaşmanın ilk ve önemli adımlarının atılması, görevin başlatılmasıi

İlk icraatlarımızdan bir tanesi gerçekçi ve doğru bir mali durum tespiti için yaptırdığımız auditing (denetleme) çalışması oldu. Ortaya pek iç açıcı bir mali tablonun çıkmadığı malumunuz. Son Divan toplantısında sizlere kapıda sıraya girmiş 59 milyon dolarlık bir alacaklılar ordusundan bahsettiğimizde sizlerin de neler hissettiğinizi hatırlayınız.

Doğrusu süreci yönetmekte zorlanmadık diyemem. Hatta beklentimizin üstünde zorlandık. Çünkü sadece birikmiş ve aciliyet kazanmış büyük bir borçla karşılaşmadık, aynı zamanda tekrar yüzünü gösteren bir global finans krizinin içinde bulduk kendimizi. Yunanistan, Amerika, İtalya, Portekiz, ispanya, Fransa derken tüm finans dünyasında müthiş bir kriz ortamı yaşanıyordu. Bankalar eski rahatlığında değildi. Sizin de kulüp olarak hemen hemen tüm varlık ve gelirleriniz temlik edilmişse işiniz çok kolay olmuyor. Para bol iken, ekonomiler yükselişte iken para bulmak kolaydır. Dünya ekonomik tarihinin en sert krizinin yeni ve güçlü bir dalgasında gemiyi karaya oturtmamak o kadar kolay değildir.

Ayrıntılarına girmeyeceğim, Mayıs sonu itibariyle 149,6 milyon USD olan kısa ve orta dönemli banka borçlarımız 132,8 milyon dolara indirilmiştir. 59 milyon dolarlık muaccel borçlar ise son 115 günün giderlerinin eklenmesine rağmen 57 milyon dolara inmiştir. Bununla beraber kendimizi henüz istediğimiz yerde görmemiz mümkün değil. Konjonktür bakımından biraz daha şanslı olsaydık bu çok kısa sayılabilecek süreçte daha büyük mesafeler alabilirdik. Bunu ancak belli ölçülerde başardık ve daha çok yolumuz ve harcanacak mesaimiz var.

Ekonomiden başlamışken müsaadenizle devam edeyim. Galatasaray çok değerli varlıklara sahip. Dolayısıyla her maddi sorunun üstesinden gelebilecek imkânları olan bir kulüp. Mesele var mı, yok mu meselesi değil. Mesele bu varlıkları iyi değerlendirmek, ekonomik bakımdan kulübü iyi ve bilinçli yönetmek meselesi. Bunun için 9 Temmuz’da Genel Kurulumuzdan yetki istedik ve sağ olsunlar bu yetkiler eski yönetimlere olduğu gibi bize de verildi. Riva arazisibu değerlerin en önemlisi. Bu konuda dört bir koldan çalışıyoruz. Çözüm için piyasaların biraz daha güçlenmesini beklememiz gerekiyor. Elimize ulaşan tekliflerin en yükseği kadar en garantili olanını tercih edeceğimizden emin olabilirsiniz.

Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena başlı başına bir olaydı. Tamamlanmamış bir inşaat, net olamayan devir ayrıntıları gibi birçok çözülmemiş sorunu kucağımızda bulduk. Yoğun bir çalışmayla çoğunu netleştirdik. Devir teslim anlaşmamızı imzalar iken bütün eksikleri tek tek tespit ederek muhataplarımıza yükledik.

Bir başka önemli işimiz stadyum gelirlerimizin ciddi bir bölümünü paylaşmak zorunda kaldığımız kuruluşla olan uzun vadeli ve oldukça pahalı olan anlaşmamızı feshetmek oldu. Yeni durumda bilet ve kombine gelirlerimizin tamamı kulübümüze kalacaktır. Önümüzdeki 2,5 yıllık bir dönem için bunun bize ekonomik katkısı 7 milyon dolardır.

Florya, Mecidiyeköy, Kalamış, Galatasaray Adası gibi hepsi çözüm bekleyen meselelerimiz var. Hepsini ilk 100 güne sığdıramayacağımızı biliyorduk. Ama en azından bunların hepsi ile ilgili etütler yapıldı, stratejilerimiz belirlendi, uygulama safhasına geçildi. Önümüzdeki bir yıllık etapta bu çözümlerin de devreye girmesi ve büyük çapta gerçekleşmesi program altına alındı.

Değerli arkadaşlarım,

Galatasaray’ın varlıklarını değerlendirmek ve elde edilen para ile gecikmiş borçlarının temizlemek, ekonomik meselelerini çözmek demek değildir. Finansal kredibilitemizi yeniden düzeltmek, çarkların dönmesini sağlamak, “günü kurtarmak” alışkanlığından çıkmak, uzun vadeli projeler üretebilecek, yatırımlar yapabilecek ve devamlı gelirle akar sağlayabilecek bir konuma gelmek ana hedefimizdir.

Asıl mesele yeni, çağdaş projeler üreterek ek gelir kalemlerini arttırmaktır. Açıklıkla söyleyeyim pek çok projeye başlamış olmakla birlikte kendimizi bu konuda henüz hedeflediğimiz yerde görmüyorum.  Zira sizlerin de izlediğiniz gibi malum gelişmeler nedeniyle ilk 100 günün hemen hemen tümü tipik bir kriz yönetimiydi. Ekonomik krizler, şike krizleri ve transfer uğraşları hepimizin çok zamanını aldı. Almaya da devam ediyor. Profesyonel kadrolarla yeni yapılanmayı tartışacak, projeleri uygulamaya koyacak yeterli zamanı bulamadık. Ama en azından nelerin yapılması gerektiğinin çok net olarak resmini çıkarttık.

Kabul edersiniz ki, geride bıraktığımız dönemde, tüm beklentilerin dışında, özellikle Türk Futbolu açısından son derece sancılı, olağandışı bir süreç yaşadık. Günlük iş akışımızı, önceliklerimizi etkileyen bu sürecin sona erdiğini de söylemek henüz mümkün değil.
Öncelikle belirteyim, iş akışımızın ve dolayısıyla planlarımızın radikal biçimde değişmesine neden olan ve medyada “Şike Soruşturması” olarak adlandırılan bu olaylar, bir kaç yönetici, sporcu ve bir kaç futbol kulübümüzün “suçlu mu, suçsuz mu?” sorularına cevap aramanın çok ötesinde ele alınması ve ilgilenilmesi gereken fevkalade önemli hassas bir konudur.
Dünya futbolunda bir kirlilik sorunu yeni sayılmaz, bu sorun uzun bir süredir mevcut. 
Özellikle futbol ekonomisinin ulaştığı boyutlar ve yaygınlaşan bahis ekonomisi gerçeği karşısında kuralları ve spor etiği yeterince yerleşmemiş, benimsenmemiş ortamlarda bu beklenmeyen bir durum da değildir. Yıllardır bu tür olayların dedikodularını ülkemizde hepimiz duyarız, okuruz. FIFA ve UEFA’nın konuya nasıl bir hassasiyetle yaklaştığını, özellikle son yıllarda nasıl bir öncelik verdiğini biliyoruz. Çok önem verdiğimiz bu konudaki duruşumuzu izninizle özetlemek istiyorum.

Galatasaray Spor Kulübü olarak tüm spor dallarında, altını çizerek söylüyorum gerçek bir fair-play ortamının oluşması vazgeçilmez ilkemiz. Bu nedenle ne pahasına olursa olsun cesaretle başlatılan bu sürecin doğru, adil ve uygar bir biçimde sonuçlandırılmasının destekçisi ve savunucusu olduk ve olmaya devam edeceğiz. Tekrar ediyorum: Doğru, adil ve uygar. Hiçbir fırsatçılığa ve rekabet duygusuna kapılmadan. Ancak Türk Futboluna ve de Galatasarayımızın istikbale dönük ve özellikle yurt dışı başarı hedeflerine zarar verecek her türlü karar ve davranışlara muhalefet edip aktif mücadelemizi ve bunu savunan kurumlara desteğimizi sürdüreceğiz.

Galatasaray bir spor kulübü olmanın çok ötesinde öncelikle bir misyondur, bir kültürdür, çağdaş dünyaya açılan güçlü ve köklü bir penceremizdir. Aynı zamanda gelmiş olduğu nokta itibariyle çok büyük ve oldukça karmaşık diyebileceğimiz bir ekonomik ölçeğe sahiptir.
Kuşkusuz bu ilkelerimizi korurken Galatasaray’ın hiç bir açıdan zarar görmemesi en doğal görevimizdir. Ancak süreçte, uzun vadeli stratejilerimizi koruyarak bunlara öncelik verdik ve  “bu işin ekonomisi zarar görürse, biz de bundan payımızı alırız” gibi kısa vadeli yaklaşımlara prim vermedik, tevessül etmedik. Etmeyiz, edemeyiz.

Türkiye’nin en büyük spor kulübü ve markası olarak, Türk spor tarihinin en sancılı, yönetilmesi oldukça zor ama doğru yönetilirse aynı zamanda uzun vade açısından en önemli, en hayati dönemecinde “bu yıl, bu sezon kaybımız ya da kazancımız” gibi kaygıların çok ötesinde düşünmek ve davranmak zorundayız. Bizlerin devraldığı miras budur, devredeceğimiz miras da bu olmalıdır.

İzninizle, medyadaki ne yazık ki pek çoğu objektif olmaktan uzak yorumların dışında, somut olarak duruşumuzu, görüş ve düşüncelerimizi, neler yapmakta olduğumuzu bu vesile ile sizlerle paylaşayım.

3 Temmuz Pazar sabahı hepimiz, şok edici bir kapsamda başlayan soruşturma süreciyle uyandık ve Galatasaray Spor Kulübü olarak toplumda oluşabilecek muhtemel hezeyanları önlemek için 4 Temmuz akşamı tüm camiamıza “rekabet duygularıyla hareket etmemek, süreci soğukkanlılıkla izlemek” çağırısı yaptık. Aynı zamanda Galatasaray Spor Kulübü olarak camiamıza ve kamuoyuna süreci yakından izleyeceğimizin güvencesini verdik. Hemen bir hafta sonra yapılan Kulüpler Birliği toplantısından ilke olarak alınacak kararları ve atılacak adımları desteklemek sözünü vererek ayrıldık. Ancak daha toplantıdan birkaç saat geçmeden Türkiye Futbol Federasyonu’nun televizyonda, beklentilerin aksine  “bir karar almıyoruz, bir adım atmıyoruz” açıklaması karşısında, sürecin iyi yönetilmemesi hâlinde ülke futbolu olarak başımıza gelebileceklere dikkati çeken “Bu Ateş Üfleyerek Sönmez, Çözüm Zamana Yayılamaz” bildirimizi yayınlamak zorunda kaldık. Aynı bildiride karar almamanın doğru bir karar olmadığını, evrensel hukuk kurallarına uygun olarak gerekli kararların acilen alınması gerektiğini hiç bir kulüp adı ve de hiçbir cezadan söz etmeksizin dile getirdik.

Spor kamuoyunu derinden sarsan hatta ülke imajımızı etkileyen, UEFA nezdinde “işi çözmüyoruz, kendimizi yönetemiyoruz” intibaı veren bir tutumun daha ilerde tüm futbol dünyamızı ve kulüplerimizi etkileyebilecek sonuçlar doğurabileceğinin altını çizdik. 
Gelişmeler malumunuz. Mesajlarımız önce tam ve net olarak algılanamadı ve kendi dostlarımız açısından bile bizi Fenerbahçe düşmanlığı yapmakla suçlayanlar oldu. Tek önceliğimizin, Türk sporunun önünün tıkanmasını önlemek olduğunu ısrarla vurguladık. Böyle bir mantıkla ve alışkanlıklarla yıllarca yaşamış bir toplumun bu reaksiyonu refleksi anlamamasını bir yerde doğal karşılamak gerektiğini gördük ve ısrarlı olduk.

Ancak bugün geldiğimiz noktada, her şey yavaş yavaş aydınlandı, aydınlanıyor. Dediklerimizin bir hırs ya da menfaat motifiyle olmadığı, Türk futbolunun kamu vicdanını rahatsız eden adaletsizlik duygusundan kurtarılması kadar saygınlığının da korunması amacını taşıdığı fark edilmeye başlandı. Bugün, bu noktada, bizi dışlamayı bile göze almış olan Türkiye Kulüpler Birliği tarafından, Şiddet Yasası’nda yapılması gerekli değişiklikleri hazırlamakla görevlendirildik.

Hukukçularımızı görevlendirerek bu konuda caydırıcılığından taviz vermeden, realist, insanca ve orantılı bir suç-ceza yaklaşımını benimseyen, alınacak kararlarda UEFA işbirliğini şart koşan değişiklik önerilerimizle birlikte Türkiye Kulüpler Birliği’ne bir sunum hazırladık.
Dik, ilkeli ve vizyoner duruşumuzu, evrensel hukuk konusundaki hassasiyetimizi, suçun olduğu yerde orantılı cezanın da olması gerektiğini aksi takdirde kuralları olan bir yarışmadan değil bir kaos ortamından söz edilebileceği konusundaki uyarılarımızı doğru okumakta zorluk çekenler bizi muhbirlikle, hatta ihanetle suçlayanların gözlerindeki bağlar açıldı. İletişimin gücü ve zaman bizi haklı çıkardı.

Sportif Başarı
En iyi bizler biliyoruz,  Galatasaray özellikle Avrupa’daki başarılarıyla, almış olduğu kupalarla Türkiye’nin “dünyaya açılan penceresi” konumuna gelmiştir. Sportif başarı olmaksızın büyük bir kulüpten bahsedemeyiz. Bu nedenle sportif başarı için biz ve bizden önceki yönetimler en rekabetçi takımları yaratmak için çalıştık.

Bugün geriye dönüp baktığımda, zaman zaman basında çıkan bazı olumsuz haberlere rağmen başarılı bir transfer süreci gerçekleştirdiğimizi söyleyebilirim. Doğrusu Arda’nın ayrılması hepimiz için bir sürpriz oldu. Teknik Direktörümüz ile yapılan planlar transfer döneminin son günlerinde şekil değiştirdi. Yeni planlar yapmak zorunda kaldık.

Neredeyse bir boğuşma içinde geçen kadro yenileme sürecinin son derece itinalı ve ayakları yerde bir politikayla gerçekleştirildiğini düşünüyorum. Özellikle gelen ve giden oyuncuların bonservis ücretleri düşünüldüğünde 11 yeni ve üst düzey oyuncunun sadece 7 milyon USD fark ödeyerek kazandırılması uluslararası düzeyde büyük bir başarıdır.

Yıllık Futbol Bütçemiz
2009/2010’da 90 milyon USD, 2010/2011’de 72 milyon USD iken, 2011/2012’de bütçemiz 62 milyon USD olarak oluşturuldu.

2011–12 sezonunda toplam 30 milyon USD ile Galatasaray tarihindeki en yüksek transfer geliri elde edilmiştir. Gönderilen 17 futbolcunun 4 tanesi kesin satış, 7 tanesi kiralama, 4 tanesi biten sözleşme ve 2 tanesi de fesihtir. Elde edilen gelirin tamamı 2012 sonuna kadar Galatasaray’ın kasasına girmiş olacaktır. Bu oyuncuların 2010–11 sezonu için sabit ücretleri 17,8 milyon USD idi (sözleşmesi biten 4 oyuncu dâhil). Ayrıca 2011–12 sezonu sonrası için de 8,7 milyon USD tutarında taahhüt silinmiştir.

2011–12 sezonunda toplam 29,1 milyon USD bedelle 13 oyuncu transfer edilmiştir. 
11 tanesi yeni transfer (3 tanesi 0 bonservis bedelli), 1 tanesi ise satın alma opsiyonlu kiralamadır. Söz konusu bonservis bedelleri ortalama 3 senede ödenecek ve giderleştirilecektir. 0 bonservis bedeli ile alınan oyuncuların satış değerinin 20 milyon USD’ nin üzerinde olduğu tahmin edilmektedir. Transfer edilen oyuncuların 2011–12 sezonu için sabit ücretleri 28,5 milyon USD’dir. 2011–12 sezonu sonrasındaki 4 sezon için girilen toplam taahhüt söylendiği gibi 92 milyon Euro değil 65.2 milyon USD’dir (yıllık ortalama 16.3 milyon USD). Yani yaklaşık iddia edilen rakamın yarısı…

2011-12 döneminde izlenen transfer politikası ile özetle:

Galatasaray tarihinin en yüksek transfer geliri,  son 5 senenin en düşük net transfer gideri ve son 3 senenin en düşük toplam futbol şubesi maliyetine ulaşılmıştır. Transfer gelirlerinin 2012 sonuna kadar kasamıza girecek olması, transfer giderlerinin ise 3 senede ödenecek olması sayesinde nakit akışımızda düzelme sağlanmıştır. 26,8 yaş ortalaması ile kadro kalitemiz ve aktiflerimizdeki futbolcu değerimiz yükselirken, yıllık ücretlerde sadece 10 milyon USD civarında bir artış olmuştur.

Yeni kadromuzun uluslararası maç tecrübesi ve kariyerleri de daha yüksektir.
2014–15 sezonundan itibaren devreye girecek geriye dönük 3 sezonun gelir/gider dengesine bakılarak, Finansal fair-play kurallarına uyum için de önemli adımlar atılmıştır.

Tabii ki bu transfer harekâtını sadece futbolda yapmakla kalmadık. Basketbol erkek, basketbol kadın, voleybol ve su topu takımlarımız başta olmak üzere daha pek takımımız yıldızlarla güçlendirildi. Zira taraftarımıza bütün branşlarda başarı vaat ettiğimizi unutmadık ve unutmayacağız.

Bu yıl mevcut takımlarımız;
3 yabancı, 5 Türk üst düzey erkek voleybolcu
3 yabancı, 5 Türk üst düzey kadın voleybolcu
3 yabancı, 3 Türk üst düzey erkek basketbolcu
4 yabancı, 3 Türk üst düzey kadın basketbolcu
olmak üzere 13 yabancı 16 Türk yeni transfer ile güçlendirilip takviye edildi.

Hiç kuşkusuz transfer önemli ama başarı için tek başına yeterli bir koşul değil. Yeterli olsaydı her yıl en çok transferi yapan takımlar hep şampiyon olurdu. Öyle olmuyor. En iyi uyumu yaratmış takımlar başarılı oluyor. Bu, sadece takımın iyi olması değil, iyi yönetilmesi de gerekiyor demek. Bundan sonrası artık Sportif Yöneticilerimiz ve Teknik Direktörlerimizin ellerinde. Biz onların isteklerini yapmak için uğraşı verdik bundan sonra aynı çabayı onlardan bekliyoruz ve buna hakkımız olduğuna inanıyoruz.

Sonuç olarak bu konularda çok uğraştık, çok çalıştık ama netice olarak şimdilik en büyük sözlerimizden birini tuttuğumuzu, yerine getirdiğimizi düşünüyorum. Ancak başarıyı yakalamak, sizlerin ve taraftarın yüzünü güldürebilmek için ileride gerekli takviyeleri de yapmaktan çekinmeyeceğiz.

Galatasaray TV
Galatasaray TV taraftarımızla olan en önemli diyalog köprülerimizden biri. Söz verdiğimiz gibi şifreli yayından çıktık, böylece 2,5 milyon haneye ulaştık. Ama çalışmamız ve hedefimiz çanak antenlere ve 15 milyon hanelik bir izleyici kitlesine ulaşmaktır.  Kuşkusuz bu konuda yapılması gereken ve planlanan ama ilk 100 güne sığdıramadığımız daha çok işimiz var. Bu kabilden olarak Galatasaray Dergisi’nde aynı modernleştirici çalışmalar yapılıyor.

Kurumsallaşma ve İdari meseleler 
Hemen belirteyim idari olarak Galatasaray’ın yeterli ve kalifiye düzeyde bir profesyonel kadrosu var. Ama icra açısından net bir yönetim modeli yok. Açıkçası yönetim ne yapar, ne yapmalı, yürütme ne yapar, ne yapmalı biraz ihmal edilmiş durumda. Kurumsallaşma, iş tarifleri, yetki ve sorumlulukların netleşmesi, raporlama ve bilgilendirme süreçleri ve denetim oldukça muğlâk.

Büyük bir holdingden daha karmaşık bir yapıyı basitleştirmek, etkinliğini ve verimliliğini arttırmak zorundayız. Bizi bekleyen en acil sorunlardan biri de bu ve bence en önemlisi.
Bu çok hassas ve önemli sorunun üstesinden gelmek için 10 aylık bir takvim bazında ve üç yönetim kurulu üyesinin kontrolü altında bir ihtisas şirketi ile danışmanlık hizmeti ve işbirliği anlaşması yapıldı yol haritası çizilerek süreç başlatıldı.

Bütün bunlar olurken kulüp yönetimini Arena’ya taşımak gibi ayrı bir travma yaşandı. tam sezon öncesi herkesin hazırlıklarını tamamlamaya çalıştığı bir dönemde bir de taşınma ve yerleşme telaşı yaşadık ve 30 Temmuz 2011 tarihinde bütün ünitelerimizi tek çatı altına toplayarak, daha başarılı bir koordinasyon için çok önemli bir adımı gerçekleştirdik.

Değerli arkadaşlarım,

Türk futbolunun içinde bulunduğu şu zor günlerde bütün dış koşulların olumsuzluğuna rağmen Galatasaray Spor Kulübü’nde şu 115 günlük çok kısa sürede önemli mesafeler alınmıştır. Ama yapılacak daha çok ama pek çok iş vardır. Ancak ele alınmamış, üzerine eğilinmemiş, analizi yapılmamış sorunları hemen hemen kalmamıştır.

Umarım önümüzdeki bir yıllık etapta sorunlar kesintisiz büyük bir hızla çözüme kavuşturulacaktır. Bunlar gerçekleştikçe tabiatıyla sizler ile paylaşılacak, değerli heyetinizin görüş ve tavsiyelerine sunulacaktır.

Önümüzdeki dönemin özellikle Türk futbolu açısından pürüzsüz olacağını düşünmek büyük bir saflık olur. Şiddet Yasası dışında da Türk Futbolunu bekleyen önemli sorunlar vardır. Bizler Galatasaray Spor Kulübü olarak bu konularda öncülük yapmak, lider rolümüzü bihakkın yerine getirmeye devam edeceğiz. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın.

Son olarak şunu söyleyeyim: Galatasaray ne anti-Fenerbahçe, ne anti-Beşiktaş, ne de anti bir başka takım değildir. Galatasaray, Galatasaray’dır. Bugünü dikkatle izler, yarını hazırlar, yol gösterir, yardımlaşır, art niyetli olmaz, düşene vurmaz. Dün böyleydi. Bugün böyle. Yarın da böyle olacak.

Bu bizim Türk Sporuna yeminimiz. Dostlarımıza ödemekle bitmeyecek tek borcumuz.

Başkan Ünal Aysal’ın konuşmasının ardından, 31 Mayıs 2011 tarihi itibarıyla Galatasaray Spor Kulübü ve şirketlerinin bağımsız denetimden geçmiş konsolide mali tablolarını Denetim Kurulu Üyesi Mete İkiz üyelere aktardı.

Divan toplantısının son bölümünde ise Murat Ece ve Hayrettin Kozak gündemle ilgili görüşlerini dile getirdi.

 


14.09.2011 16:34


Açıklama

 

Bilindiği gibi dün, oyuncumuz Ufuk Ceylan hakkında asılsız haberler üretilmiş ve genç kalecimiz, resmi internet sitemizden konuyla ilgili bir açıklama yapmıştır.

Futbolcumuz tarafından yapılan açıklamaya rağmen, bugünkü Fotomaç gazetesinde konu gündemde tutulmaya devam etmektedir. 

Hayal ürünü bir içerik ve karikatürize yayın anlayışlarını belgeleyen çizgilerle dikkat çekme yolunu, bilgi peşinde koşmaya tercih eden zihniyet suni bir gündem oluşturmaktan öteye gidemeyecektir.

Konunun çizgi roman seviyesinde bir yöntemle işlenmesi, bizleri bir kez daha bazı gazetecilerin, kutsal bir görev olan mesleklerinin ilkelerini incelemeleri yolunda uyarıda bulunmaya itmiştir.

Yeni sezona büyük hedeflerle girmiş olan futbol takımımızın, bu ve benzeri hayal mahsulü yayınlarla yıpratılmasının mümkün olmayacağının bilinmesini ister, bu konu özelinde bir kez daha açıklama yapmaya gerek duymadığımızı ve kulübümüzün kanuni yollara başvurarak hukuki süreci başlatacağını belirtiriz.

Kamuoyuna duyurulur.

Galatasaray Sportif AŞ.




15.09.2011 11:01


Bilgilendirme: Ahmet Çakır İmza Günü

 

Galatasaray'ın geçtiğimiz günlerde vefatının 20. yılını geride bıraktığımız sembol futbolcusu Metin Oktay'ı anma haftası etkinlikleri kapsamında ünlü Galatasaraylı yazar Ahmet Çakır,"Taçlı Kral: Metin Oktay" isimli yeni kitabının Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena'daki imza gününde okurlarıyla buluşacak.

18 Eylül günü bu sezon kendi sahamızda oynayacağımız ilk maç olan Samsunspor maçı öncesinde, 19.00 - 20.00 saatleri arasında yapılacak olan imza günü, Basın Tribünü VIP Lounge'da gerçekleşecek.

Çakır, 25 Eylül'de oynanacak Eskişehirspor maçında ise Doğu Tribünü VIP Lounge'da Galatasaraylılarla buluşacak. Örnek kişiliği ve üstün futbol yeteneğiyle tarihe mal olmuş Taçsız Kralımızın hayatının tüm bilinmeyenleriyle anlatıldığı kitapta Galatasaraylıların duygularını harekete geçirecek muhteşem anılar ve eşsiz bilgiler yer almakta.






14.09.2011 12:55


Gazetelerde Çıkan Hisse Satışlarına Yönelik Açıklama

 

 

Bilindiği üzere, GS Sportif A.Ş hisse senetlerinin satışı ve /veya rehnedilmesi suretiyle finansman temin edilmesine yönelik düşüncelerimiz çeşitli kereler dile getirilmiş ve 9 Temmuz 2011’de Genel Kurulumuzdan buna ilişkin yetki talep edilmişti.

9 Temmuz 2011 tarihli olağanüstü Genel Kurulu’da üyelerimiz tarafından Yönetim Kurulumuza verilen yetkiler çerçevesinde bu düşüncemizi uygulamaya başlamış bulunmaktayız.

Öncelikle belirtmek isteriz ki, bazı gazetelerin sütunlarında yer aldığı gibi GS Sportif A.Ş’nin %22 lik bir blok satış kararı yoktur ve böyle bir uygulama kesinlikle gündemimizde değildir.

Konuyla ilgili devam etmekte olan çalışmalarımız sonucunda sermaye piyasalarından finansman temin ederek aşağıdaki sorunları çözme gayreti içerisindeyiz.

Bunlar;

1. Kulübümüzün GS Sportif A.Ş’ye olan borçlarının yürürlükteki SPK mevzuatı ve uygulamaları çerçevesinde izin verilen asgari tutarlara indirilmesi.

2. Türk futbolunda 4 Temmuz’da başlayan inceleme süreci neticesinde spor kulüplerinin hisselerinde meydana gelen manipülatif hareketlerin önlenmesi.

3. Yine Temmuz ayı içinde Avrupa’nın bazı ülkelerinde oluşan kriz nedeniyle İMKB’de oluşan düşüş trendi neticesinde SPK hisselerde derinlik yaratmak ve destek olmak amacıyla şirketlerin kendi hisselerinde alım satım işlemine izin vermiştir.  

Bunun neticesinde piyasadaki gelişmelere göre Galatasaray Spor Kulübü ve GS Sportif hisselerinde sınırları peşinen ve çok net olarak tesbit edilmek kaydı ile  aktif alıcı ve satıcı olabilecektir.

Bir kez daha belirtmekte yarar görmekteyiz ki,  bazı gazetelerin iddia ettiği gibi GS Sportif A.Ş’nin %22 lik bir blok satış kararı yoktur ve büyük rakamlara ulaşan bir blok satış söz konusu değildir.


Saygılarımızla,


Galatasaray Spor Kulübü






14.09.2011 12:55


Gazetelerde Çıkan Hisse Satışlarına Yönelik Açıklama

 

 

Bilindiği üzere, GS Sportif A.Ş hisse senetlerinin satışı ve /veya rehnedilmesi suretiyle finansman temin edilmesine yönelik düşüncelerimiz çeşitli kereler dile getirilmiş ve 9 Temmuz 2011’de Genel Kurulumuzdan buna ilişkin yetki talep edilmişti.

9 Temmuz 2011 tarihli olağanüstü Genel Kurulu’da üyelerimiz tarafından Yönetim Kurulumuza verilen yetkiler çerçevesinde bu düşüncemizi uygulamaya başlamış bulunmaktayız.

Öncelikle belirtmek isteriz ki, bazı gazetelerin sütunlarında yer aldığı gibi GS Sportif A.Ş’nin %22 lik bir blok satış kararı yoktur ve böyle bir uygulama kesinlikle gündemimizde değildir.

Konuyla ilgili devam etmekte olan çalışmalarımız sonucunda sermaye piyasalarından finansman temin ederek aşağıdaki sorunları çözme gayreti içerisindeyiz.

Bunlar;

1. Kulübümüzün GS Sportif A.Ş’ye olan borçlarının yürürlükteki SPK mevzuatı ve uygulamaları çerçevesinde izin verilen asgari tutarlara indirilmesi.

2. Türk futbolunda 4 Temmuz’da başlayan inceleme süreci neticesinde spor kulüplerinin hisselerinde meydana gelen manipülatif hareketlerin önlenmesi.

3. Yine Temmuz ayı içinde Avrupa’nın bazı ülkelerinde oluşan kriz nedeniyle İMKB’de oluşan düşüş trendi neticesinde SPK hisselerde derinlik yaratmak ve destek olmak amacıyla şirketlerin kendi hisselerinde alım satım işlemine izin vermiştir.  

Bunun neticesinde piyasadaki gelişmelere göre Galatasaray Spor Kulübü ve GS Sportif hisselerinde sınırları peşinen ve çok net olarak tesbit edilmek kaydı ile  aktif alıcı ve satıcı olabilecektir.

Bir kez daha belirtmekte yarar görmekteyiz ki,  bazı gazetelerin iddia ettiği gibi GS Sportif A.Ş’nin %22 lik bir blok satış kararı yoktur ve büyük rakamlara ulaşan bir blok satış söz konusu değildir.


Saygılarımızla,


Galatasaray Spor Kulübü




12.09.2011 19:27


Sedat Doğan: "Taraftar Sahaya İniyor"

 

"Taraftar Sahaya İniyor" sloganıyla taraftarlarına Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena’nın çimlerine ayak basma olanağı sağlamak isteyen Galatasaray Spor Kulübü'nün, İletişimden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Sedat Doğan, projeye ilişkin GSTV’ye açıklamalarda bulundu.

Galatasaray Spor Kulübü İletişim Birimi göreve geldiğinden beri büyük bir hareketlilik içinde. Projelerin ardı arkası kesilmiyor. Şimdiki yeni proje ‘’Taraftar Sahaya İniyor’’. Bundan bize bahseder misiniz?
Dediğiniz gibi projelerimizin ardı arkası kesilmiyor ve kesilmeyecek de. Bildiğiniz gibi bir iddiamız vardı. ‘’Biz taraftara hizmet sunacağız, taraftarımızı biz kucaklayacağız, ondan sonra taraftarımızdan bir şey isteyeceksek isteyeceğiz‘’ dedik. Bu gerçekten çok ilginç bir proje. Sporda şiddet yasasıyla biliyorsunuz taraftarın sahaya inmesine çok ciddi cezalar geliyor. Biz tersini yapıyoruz, taraftarımızı sahaya indiriyoruz. İşin esprisi bu. Galatasaray Spor Kulübü istiyor ki her taraftarı, her kombine alan, stada gelen taraftarı en az bir kere bu futbol sezonunun sonunu görmeden, bir kere o çime ayak bassın. Ben çocukken basmamıştım, kulüpte çalışmaya başladıktan sonra bunu yaşadım. O atmosferi farklı bir şekilde hissettim. Benim taraftarım bir kere o çime ayak bassın, bu çok önemli bir şey. Bunu nasıl yapacağız? Bir penaltı atma yarışması yapıyoruz. Bu yarışmada 3 tane ayrı kategori var. Bayanlar için ayrı, çocuklar için ayrı, baylar için ayrı bir yarışmamız var. Bunu kombine alan, sürekli maçlara gelen taraftarımız alabilecek. Onlardan talep ettiğimiz, istediğimiz bir şey var. Galatasaray forması olmayan taraftarımız sahaya ayak basmayacak. Formalarını da giyecekler üstlerine, gelecekler, kalelere penaltıları yağdıracaklar. Burada da belli ödüllerimiz var. Penaltı atmada maksimum başarıyı sağlayanlar Galatasaray Store’dan bir hediye çekiyle ödüllendirilecekler. Bu tabi ilk projemiz. ‘’Taraftar Sahaya İniyor’’un ilk projesi bu. Bir futbolcu için 18 metre ceza yayı üzerinden topa vurmanın ne kadar zor veya kolay olduğunu, o stadın atmosferinin yaşamamış olan insanın çok fazla hissetme şansı yok. Bir hakemin 50 metreden bir pozisyonu nasıl gördüğünü hissetmesi lazım. Bu bizim hem taraftarımızla bütünleşme, hem de taraftarımıza futbolun bazı özelliklerini kavrayabilme fırsatı verdiğimiz bir proje olacak. Aynı zamanda spordaki şiddet ve düzensizliğin engellenmesi konusunda taraftarın bilinçlendirilmesi yönündeki talimatlarını da biz uygulamalı olarak taraftarımıza aktarmış olacağız. Onları da bilgilendirmiş olacağız. Böylelikle sahadaki oyuncunun, hakemin hissettiklerini onlar da hissedecek. Belki yapacakları eleştiriler de biraz daha toleranslı olacaklar, ya da daha az toleranssız olacaklar. Ayrıca sahaya inen taraftarımızın bir de fotoğrafını çekeceğiz. Bu da kendilerine bir anı olacak. Bunu Türkiye’de biz ilk defa yapıyoruz. Daha önce hiçbir kulüp kendi taraftarını sahaya indirmedi. Genelde sahaya inen taraftar biraz şiddet içerikli olarak iniyordu ama biz bunu tam tersine bir eğlence, anı haline getireceğiz. Böylelikle taraftarımızla kulübümüzü kaynaştırmış olacağız. 

Devam eden aylarda yeni projelerimiz de var. Sahanın içerisinde oynanabilecek türde bazı oyunlar, çeşitli aktiviteler getireceğiz. Taraftarlarımızın maç olduğu gün stada erken gelmesini ve geç gitmesini, orada 1 gününü geçirmesini istiyoruz. Bizle beraber hem yönetimle, hem taraftarın kendi içinde, hem futbolcularla sürekli bir arada gün geçirmesine, hangi gün maç varsa bu günü ‘’Galatasaray Günü’’ olarak yaşamalarını istiyoruz. Sahanın dışında da bu konuyu desteklemekle ilgili projelerimiz var. Muhtemelen 2-3 hafta içerisinde ortaya çıkacak olan görüşmelerimiz devam ediyor. Belki canlı müzik olacak kafeteryaların önünde. Bir kişi ailesiyle stada geldiği zaman hem müzik dinleyebileceği, güzel şeyler yiyebileceği şekilde aktivitelerimiz olacak. Sergilerimiz olacak. Bunları planlıyoruz, oldukça gündeme getireceğiz. ‘’Taraftar Sahaya İniyor’’la Galatasaray taraftarı ilk defa sahaya inecek.





13.09.2011 14:53


Açıklama: Ufuk Ceylan

 

 

Bugün bazı gazetelerde ve internet sitelerinde yer alan haberlerde bir kavgaya karıştığım iddia edilmiştir.

Söz konusu haber ve haberde yer alan ayrıntıların birçoğu asılsızdır. Haberde belirtildiği gibi antrenörüm ve takım arkadaşlarımla yemekte bir araya geldiğim doğrudur. Bu ayrıntının dışında kalan iddiaların ise gerçekle hiçbir ilişkisi yoktur.

Söz konusu haberde iddia edildiği gibi ne tarafıma ne kız arkadaşıma yönelik olarak sözlü saldırıya maruz kaldım ne de herhangi bir kimseyle sokak ortasında bir kavga ettim.

Maalesef bu ayrıntıları habercilik adı altında gazetelerden duyuranlar özel hayatıma yönelik olarak yalan ve yanlış ifadelerle isteyerek ya da istemeden bana zarar vermişlerdir. Kanaatim; yukarıda yaptığım açıklamanın bu kadar basit bir olayı, farklı bir senaryo ile kamuoyuna aktaranların ilgisini çekmeyeceği yönündedir.

Haberi yapanların hiçbir şekilde olayı doğrulama girişimlerinin olmaması, tarafımdan ya da kulübümden konuyla ilgili herhangi bir görüş alma çabasına girilmemesi ve haberde iddia edilen kimliği belirsiz kişiye dair herhangi bir işaretin olmaması bu metinlerin hangi amaçlarla kaleme alındığını da göstermektedir.

Tamamen haberi yazanların hayal gücünden ibaret olan söz konusu metinler, maalesef habercilik adı altında kamuya ulaştırılmıştır. Bu eylemi gerçekleştirenleri kısa süre içersinde yaptıkları mesleğin ilkelerini okumaya davet ediyorum.

Saygılarımla,

Ufuk Ceylan
Galatasaray Profesyonel Futbol A Takımı Oyuncusu




13.09.2011 00:08


Taçsız Kral Metin Oktay (1936-1991)

 

 

Metin Oktay, 2 Şubat 1936'da İzmir'de (Karşıyaka-Çiftefırınlar) doğdu. Karşıyaka Soğukkuyu İlkokulu, Alsancak İlkokulu, İnönü Lisesi ve Mithatpaşa Erkek Sanat Enstitüsü'nde (Mobilya bölümü) okudu. 15 yaşında Damlacık Kulübü'nde 8 numaralı formayı -8 numara çok sevdiği Sait Altınordu'nun forma numarasıydı- giyerek futbola başladı. Adnan Suvari'nin futbolcu-antrenör olarak görev yaptığı Yün Mensucat'a transfer oldu ve yeni forması altında 14 gol attı ve Genç Milli Takım aday kadrosuna çağrıldı.

11 Nisan 1954'te Belçika’ya karşı ilk kez milli oldu ve 4-0 kazanılan maçın 2 golünü attı. Aynı yıl İzmirspor'a transferi gerçekleşti ve bu forma altında 17 gol atarak gol kralı oldu. İzmirspor da Mahalli Lig'i şampiyon bitirdi.

1955 yılında Gündüz KılıçMetin Oktay'ı 5 yıllık sözleşme karşılığında Chevrolet marka bir otomobil vererek sarı kırmızılı renklere bağladı. Galatasaray formasıyla ilk kez (28 Ağustos 1955) Beyoğluspor'a karşı oynadı ve ilk golünü attı. 1956 yılının Şubat ayında A Milli Takım’ın,  Macaristan’ı 3-1 yendiği maçta, 2 golü Lefter, bir golü Metin Oktay ağlara gönderiyordu.

29 Ocak 1959'da İzmir'de Oya Sarı ile evlendi. 10 Haziran 1959'da Fenerbahçe ile oynanan Türkiye Ligi Finali’nin ilk maçının 37. dakikasında rakip kaleye ünlü “ağları yırtan gol”ünü attı. Transfer döneminde İzmirspor'un o gün için büyük bir tutar olan 30 bin liralık transfer teklifini reddederek çok sevdiği kulübünde kaldı ve bu nedenle eşinden ayrıldı.

18 Aralık 1960'da İnönü Stadı'nda oynanan maçta Galatasaray-Fenerbahçe’yi 5-0 yenerken, 4 golün sahibi Metin Oktay oluyordu. Temmuz 1961'de İtalya’nın Palermokulübüne transfer oldu. İtalya’ya alışmakta zorluk çeken Metin Oktay, İtalya Ligi’nde çıktığı 12 maçta 3 gol attı. Haziran 1962'de yeniden Galatasaray'a döndü ve tekrarGalatasaray’ın 10 numralı formasını taşımaya başladı.12 Mayıs 1965'te İstanbul'daServet Kardıçalı ile evlendi. Aynı yıl Gönül Yazar ile "Taçsız Kral" filminde başrol oynadı. 1969'da Galatasaray şampiyon, kendiside gol kralı olduktan sonra, İstanbul ve İzmir'de yapılan jübilelerle futbolu bıraktı.

Metin Oktay, Galatasaray’ın ve Türk futbolunun gelmiş geçmiş en büyük golcülerinden biridir. 1969 yılında takımı şampiyon ve kendisi de gol kralı olarak futbolu bırakan Metin Oktay'a başka hiçbir futbolcuya nasip olmayan jübile yapılmış, bu unutulmaz futbolcunun uğurlanması İstanbul ve İzmir'deki karşılaşmalarla, gerçekleşmiştir.

İstanbul'da yapılan jübile maçında Galatasaray - Fenerbahçe 1-1 berabere kalmış, İzmir'de ise Göztepe, Galatasaray'ı 1-0 yenmiştir. İstanbul'daki jübilenin en ilginç yanını ise Metin Oktay'ın kısa bir süre Fenerbahçe, Can Bartu'nun da Galatasaray formalarını giymesi oluşturmuştur.

Metin Oktay, 4’ü Genç Milli Takım olmak üzere 40 kez milli oldu. A Milli Takım’da 7 kez kaptanlık yaptı ve toplam 17 gol attı.

Metin Oktay, futbol hayatı boyunca 6 kez gol kralı oldu ve lig tarihinde 217 gollük bir rekora imza attı. Bu rekor 1988 yılında Tanju Çolak tarafından kırıldı. Ayrıca, 1962-63 sezonunda 26 maçta attığı 38 golle bir sezonda en fazla gol rekorunu kırdı. Bu rekor da 1987-88 sezonunda 39 golle yine bir başka Galatasaraylı, Tanju Çolak tarafından kırıldı.Metin Oktay, 26 maçta attığı 38 golle, maç başına 1.4 gol ortalaması yakalamış ve bu rekor günümüzde henüz kırılamamıştır. Metin Oktay derbi maçlarının da büyük golcüsüydü. Fenerbahçe'ye tam 18 gol atan Metin Oktay, Beşiktaş'a da 13 gol attı.

Futbolu bıraktıktan sonra yine futbolla ilgili çeşitli işler yaptı. 1974-1975 sezonunda kısa bir süre Doğan Koloğlu ile birlikte Galatasaray’da teknik direktörlük görevinde bulundu. Son olarak Milliyet Gazetesi’nde spor yazarlığı yapan Metin Oktay, 1991 yılında elim trafik kazası sonucu aramızdan ayrıldı.

Galatasaraylılığını, “Sarı-kırmızılı renklere küçükten beri hayrandım. Galatasaray İzmir’e geldiğinde okuldan kaçar, maça giderdim. Bence Galatasaraylılık din gibi, mezhep gibi yerleşmiş, köklü bir inançtır. Galatasaray’ı işte bunun için tercih eder ve Galatasaraylılığımla her zaman gurur duyarım”  sözleriyle ifade eden Metin Oktay, ayrıca 1957 yılında dönemin Fenerbahçe yöneticisi Müslüm Bağcılar’ın dönemin koşullarına göre astronomik olan transfer teklifini “Bizi sevenleri üzmeyelim baba...” cümlesi ile geri çevirmiştir.




12.09.2011 18:58


Zorunlu Açıklama

 

Bugün bazı internet sitelerinde yer alan bir haberde, UEFA Mali Denetim Kurulu Bürosu tarafından bir uyarı mektubunun tarafımıza ulaştırıldığı belirtilmiştir. 

Haberin içeriğinde yer alan tüm detaylar asılsızdır.

Kulübümüze ya da konuyla ilgili görüşünü aldığımız Türkiye Futbol Federasyonu’na UEFA’nın herhangi bir organı tarafından uyarı niteliği taşıyan bir yazı gönderilmemiştir. UEFA birimleri de böyle bir durumun söz konusu olmadığını kulübümüze teyiden bildirmiştir. Ayrıca, söz konusu haberin detaylarında iddia edilen rakamların da gerçekle hiçbir ilişkisi yoktur. 

Kamuoyunu bilgilendirme amacı taşımayan, bu bağlamda maksadının da ne olduğu belli olmayan söz konusu habere kamuoyunun itibar etmemesini dileriz.

Saygılarımızla,

Galatasaray Spor Kulübü





12.09.2011 08:59


Metin Oktay'ı Anma Töreni

 

Galatasaray’ın unutulmaz yıldızı, Taçsız Kralımız Metin Oktay’ı 13 Eylül 2011 Salı günü ölümünün 20. yılında Kozlu Mezarlığı’ndaki kabri başında saat 11:00'de bir kez daha özlem ve saygıyla anacağız.

Galatasaray Spor Kulübü

 
   
 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol